ABD kimlik kriziyle karşı karşıya

Yılmaz, “Mavi ve kırmızı, iki Amerika var. Mavi Amerika dediğimiz kuzey bölgede yaşayanlar, sosyal refah devleti anlayışına sahip. Kırmızı Amerika’da ise vahşi kapitalizmin yaşandığı bir Amerika var. Amerika’nın demokrasi ve özgürlük anlayışı kapitalizme göre düzenlendiği için zengini daha zengin oluyor, fakir daha fakir oluyor” dedi.

Doğacan Başaran ise, “Kongre binasından gelen fotoğraflarda da geleneksel kıyafetleriyle binaya girmiş kişiler dikkat çekti. Bu kişilerin giydikleri kıyafetler, Amerikan İç Savaşı esnasında köleliğin devam etmesini savunan güneyli bizon avcılarının geleneksel elbiseleridir. Bu anlamda Trump destekçilerinin içinde hem ciddi ırkçı eğilimler olduğunu hem de beyaz adamın seçmen iradesini yok sayarak “bu devlet benim” mesajı verdiğini görmek mümkündür. Tüm bu tablo ise Soğuk Savaş sonrasında halkı birleştiren öteki algısından yoksun kalan ABD’nin bir kimlik kriziyle karşı karşıya kaldığını gösteriyor” dedi.

* ABD’de yaşanan toplumsal kimlik krizine dikkat çeken Doğacan Başaran da gazetemize yaptığı açıklamada, “Gösteriler Amerikan toplumundaki bölünmeyi gözler önüne serdi. Kongre binasına giren kişilerin giydikleri kıyafetler, Amerikan İç Savaşı esnasında köleliğin devam etmesini savunan güneyli bizon avcılarının geleneksel elbiseleridir” diye konuştu.
Uzun süredir tartışmaların göbeğinde olan ABD seçimlerindeki gösteriler, geçtiğimiz gün zirveye tırmandı. Seçimi kaybeden Trump’ın yanlıları, güvenlik barikatlarını aşarak kongre binasını bastı. Kongre binasında özel e-postaları yayınlayan, makam odalarında fotoğraflar çektiren göstericiler ülke genelinde teyakkuza neden oldu.  Uluslararası ilişkiler uzmanı Doğacan Başaran ve Prof. Dr. Sait Yılmaz, ABD’de yaşanan gelişmeleri gazetemize değerlendirdi.

Prof. Dr. Sait Yılmaz, “Bu konu ABD’nin uzun süredir yaşadığı problemlerin ortaya çıkışı. Amerika’da uzun süredir bir kutuplaşma var. Mavi ve kırmızı, iki Amerika var. Mavi Amerika dediğimiz kuzey bölgede yaşayanlar sosyal refah devlet anlayışına sahip. Kırmızı Amerika’da ise vahşi kapitalizmin yaşandığı bir Amerika var. Buradaki bölünmeler, son yıllarda artan siyahi ve beyaz insan ayrımı, ekonomik sıkıntılarla birlikte artış gösterdi. Amerika yüzde 1’lik nüfusun yüzde 99’dan daha zengin olduğu bir ülke haline geldi. Temelde Amerika’nın çok başka rahatsızlıkları var. Bunlardan biri de plütokrasidir. Ülkenin rejimin belli bir sınıfın çıkarlarını koruyacak şekilde düzenlenmiş olmasıdır. Amerika’nın demokrasi ve özgürlük anlayışı kapitalizme göre düzenlendiği için zengini daha zengin oluyor, fakir daha fakir oluyor” ifadelerini kullandı.

Yılmaz, “Her ne kadar Trump, sistemde bazı kaleleri ele geçirdiğini düşünse de, Amerika sisteminin arkasındaki ekip meydanı Trump’a bırakmaz. Trump’ı iyi günler beklemiyor, yargılanabileceğini düşünüyorum. Tabii yeni dönemde de radikal değişiklikler olacaktır. Biden bu noktada bazı adımlar atabilir. Türkiye açısından da zor günler olabilir. Suriye’de PYD- PKK ile iyi ilişkileri olan Biden, burada Barzani benzeri adımlar atabilir” dedi.

Uluslararası ilişkiler uzmanı Doğacan Başaran da, “ABD’de meydana gelen Donald Trump yanlısı gösteriler, Amerikan toplumundaki bölünmeyi de gözler önüne serdi. Nitekim protestocuların kongreyi basması gibi radikal gelişmeler yaşandı. Bu durum ise iki önemli noktaya işaret ediyor. Birincisi, ABD’de seçimleri kaybeden Trump, demokratik yollarla iktidarı devretmeme hususunda direnmekteydi. Bu da ABD’nin sıklıkla dile getirdiği demokrasinin beşiği olma iddiasının bir retorikten ibaret olduğunu göstermektedir. Dikkat çekilmesi gereken ikinci nokta ise ülkedeki bölünmüşlüğü belirginleştiren beyaz adamın üstün olduğu vurgusudur. Zira ırkçılıkla sık sık gündeme gelen ABD, geçtiğimiz aylarda ırkçı polis saldırıları sebebiyle başlayan George Floyd protestolarına tanıklık etmişti” şeklinde konuştu.